10 Mayıs 2008 Cumartesi

"Yargıyı etki altına alma girişimleri doğru değil"

Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu, AKP hakkındaki kapatma davasına Avrupa'dan gelen değerlendirmelere tepki gösterdi, ''yargıyı etki altına alma girişimi'' olarak niteledi.

Danıştay'ın 140'ıncı kuruluş yıldönümü ve "İdari Yargı Günü" dolayısıyla Danıştay'da bir tören düzenlendi. Törende türban düzenlemesi, AKP'ye kapatma davası ve laiklik tartışmaları gündemdeydi.

Danıştay Başkanı Çörtoğlu, burada yaptığı konuşmada, "Laikliği zaafa uğratacak hiçbir düzenleme himaye görmeyecektir" dedi.

Çörtoğlu AK Parti hakkındaki kapatma davasına yurtdışından gelen yorumlara tepki gösterdi.

Sumru Çörtoğlu, "Kendi ülkelerindeki yargı organlarına ve bu organların karar ve dava süreçlerine gösterdikleri saygıyı aynı şekilde, Türk milleti adına karar veren bağımsız Türk yargısına da göstermelidirler" dedi.

"Yargı kararlarının da irdelenebileceğini, eleştirilebileceğini ve hukuki bir tartışmaya konu edilebileceğini" belirten Çörtoğlu, "ancak eleştirilerde dikkatli ve duyarlı olunması, yargı mensuplarını suçlayıcı ve hedef gösterici davranışlarda bulunulmaması gerektiğini" söyledi.

Çörtoğlu, "Yargıya güvensizlik yaratacak, yargı kurumlarını yıpratacak,vatandaşın hukuka ve mahkemelere olan inancını zedeleyecek her türlü eylem ve söylemden kaçınılması yargı bağımsızlığı ve hakim-savcı teminatının bir gereğidir" diye konuştu.

"Yargı kararlarının uygulanmasının hiçbir makam veya organın takdiri, beğenisi ve denetimine tabi olmadığını, sübjektif değerlendirmelere dayalı olarak kısmen veya şeklen uygulanmasının da söz konusu olmadığını" kaydeden Çörtoğlu, yargı kararlarının yerine getirilmesinin yalnızca kararı veren yargı yerinin değil, aynı zamanda devletin saygınlığıyla da ilgili olduğunu söyledi.

Çörtoğlu, "Yargı denetimini etkisiz kılmaya, yargı kararlarını uygulamamaya,sonuçlarını bertaraf etmeye yönelik anayasal ve yasal değişiklik girişimlerinin yargı bağımsızlığına ciddi darbe indireceği gibi toplumda huzursuzluğu da yol açabileceğini" anlattı.

Danıştay Başkanı, "Yargı dışındaki güçler, yargı üzerinde egemen olma, yargı mensuplarına yönelik maksatlı yorum ve nitelendirmelerde bulunmak suretiyle yargı faaliyetini kontrol etme ve bu yolla yargı mensuplarının hür iradeleri ile karar vermelerini etkileme, hatta engelleme yanılgısına düşmemelidirler" şeklinde konuştu.

"Hukuk devletinde son söz yargıya aittir"

"Hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkesini benimsemiş toplumlarda son söz yargıya aittir" diyen Çörtoğlu, hukukun üstünlüğünün Anayasa ve yasaların eksiksiz uygulanmasını, iktidarın gücünün yargı ile dengelenmesini, yasama ve yürütme organları ile idarenin eylem ve işlemlerinin yargısal denetime bağlı tutulmasını gerektirdiğini dile getirdi.



Çörtoğlu, çağdaş demokrasilerde "kuvvetler ayrılığı ilkesinin" genel kabul gördüğünü ve ana hukuki metinlerde yerini aldığını, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde de kuvvetler ayrılığı ilkesinin anayasalarındaki yerini aldığını ifade ederek, "Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk ilke vedevrimlerine dayanan, anayasal ilkeler ile yönetilen, kurumlar ve kurallar devleti olup, egemenliği elinde tutan organlardın birinin diğerine üstünlüğü söz konusu değildir" dedi.

Anayasa değişikliği önerileri

Çörtoğlu, "bir kısım akademisyen tarafından hazırlanıp kamuoyuna sunulan anayasa değişikliği çalışma metninin resmi bir niteliği bulunmadığı için bu konudaki değerlendirmelerini saklı tuttuklarını" ifade ederek, anayasa değişikliğine ilişkin şu önerilerde bulundu:

* Cumhurbaşkanının yargı ile ilgili olan görev ve yetkilerinin gözden geçirilmesi ve yüksek mahkemelerin oluşumuna etkin katılımınınsınırlandırılması,
* Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler ile Yüksek Askeri Şura kararlarının yargı denetimine açılması,
* Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun oluşumu, görev ve yetkilerinin gözden geçirilmesi ve kurul kararlarının yargı denetimine tabi olması,
* Uyarma ve kınama cezalarının yargı denetimi dışında tutulmasına neden olan Anayasa hükmünün kaldırılması,
* Yüce divanın oluşumunun yeniden düzenlenmesi ve bu görevin, ceza veidari yargıçlardan oluşturulacak bir kurula verilmesi.

Hakim-savcı adaylığı sınavı

Çörtoğlu, "Hakim ve savcıların nitelikleri, göreve seçilmeleri,eğitimleri, mesleğe kabul yöntemleri de bağımsızlık ve teminat ögelerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Hakim ve savcı adaylığına girişin,tarafız, nesnel ve sadece liyakati ölçmeyi amaçlayan sınavla yapılması,yargı bağımsızlığının ilk ve önemli şartımı oluşturmaktadır" diye konuştu.

Sumru Çörtoğlu, "Hakim ve savcı adaylığına girişte yapılan ve objektif ölçütlere sahip olmadığı kaygısı taşıyan mülakatın bakanlık görevlilere tarafından gerçekleştirilmesinin yargı bağımsızlığı ve hakim-savcı teminatı ilkesiile bağdaşmadığını" ifade etti.

Çörtoğlu, "2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda 5720 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler ise evrensel normlara uygun olmadığı gibi bu konudaki eleştirilerimizi karşılamaktan da uzaktır. Hatta 5720 sayılı Kanun ile getirilen, avukatlık mesleğinde fiilen 5 yıl çalışmış ve 35 yaşını doldurmamış olanların kendi aralarında yapılacak özel bir yarışma sınavıyla ve sakıncaları belirtilen mülakat yöntemiyle adaylığa kabullerinin yapılacak olması, yargının, siyasi otoritenin etkisialtında kalabileceği yolundaki tartışmaları pekiştirmiş ve Başkanlar Kurulumuzun bu konudaki 7 Temmuz 2005 günlü açıklamasında da belirtilen endişelerimizi daha da artırmıştır" ifadesini kullandı.



"Yetki HSYK'ya verilmelidir"

Çörtoğlu, "Hakim ve savcı adaylığı giriş sınavında, yargı bağımsızlığını gölgeleyecek, yargının siyasallaşmasına yol açacak yöntemlerden uzak durulmalı. Seçme sınavlarında Adalet Bakanlığı'nın belirleyici olma vasfı sona erdirilerek bu konudaki yetki Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) verilmelidir" dedi.

"Kesinleşen yargı kararlarını eleştiri sınırlarını aşarak eleştiren beyanları üzülerek izlediğini" söyleyen Çörtoğlu, bu eleştirilere cevap vermemelerinin sebebinin "yüksek yargının saygınlığı ve tarafsızlığı konusunda gösterdikleri hassasiyetin ve Anayasa tarafından gerekliliği vurgulanan devlet organları arasındaki medeni işbirliği ve iş bölümüanlayışının" bir sonucu olduğunu kaydetti.

Yargı kararlarının özenli bir üslupla tartışılması ve siyasi tartışmalara konu edilmemesi gerektiğini ifade eden Çörtoğlu, "Bukararların hükümete karşı bir tavır gibi gösterilmesi suretiyle yargının kamuoyunda şikayet edilmesini doğru bulmuyor, bu bağlamda Danıştay'a yöneltilen eleştiri ve yakınmalarda haklılık payı görmüyoruz" dedi.

Laiklik mesajı

Sumru Çörtoğlu konuşmasında laikliğe de vurgu yaptı.

"Cumhuriyetimizin özü ve ulusal yaşamımızın temeli olan laiklik ilkesi ve laik eğitim kurallarını dolaylı dahi olsa zaafa uğratacak hiçbir düzenlemenin, iç hukukumuzda bireysel eğitim hakkının sağlanması olarak görülmesine olanak bulunmadığı gibi uluslararası hukuk ve hukukun evrensel ilkeleri karşısında da koruma ve himaye görmesi söz konusu değildir" dedi.

Çörtoğlu, anayasa değişikliği konusuna da değindiği konuşmasında, "yürürlükteki bir anayasayı, bu anayasada öngörülen usul ve esaslar içerisinde değiştirme yetkisinin, hem siyasi hem de hukuki bir nitelik taşıdığını" ifade etti.
Danıştay Başkanı, Anayasa değişikliğinin, hukuki çerçeve içinde cereyan etmesi, anayasada öngörülen usul ve şekil şartlarına uyulması, Anayasa'nın temel ve değişmez ilkelerine ve bu konudaki yargı kararlarına uygun davranılması ile mümkün olacağını anlattı.

Toplantıya kimler katıldı?

Danıştay'ın 140'ıncı kuruluş yıldönümü ve "İdari Yargı Günü" dolayısıyla Danıştay'da düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Köksal Toptan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Sayıştay Başkanı Mehmet Damar, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı Ahmet Akyalçın, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Muammer Aydın, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Alifeyyat Paksüt, Yargıtay Başkanvekili Osman Şirin, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, Anayasa Mahkemesi üyeleri ile çok sayıda davetli katıldı.

Çörtoğlu ve beraberindeki heyet Anıtkabir'i ziyaret etti

Bu arada Başkan Sumru Çörtoğlu ve beraberindeki heyet, Anıtkabir'i ziyaret etti. Çörtoğlu, saygı duruşunda bulunulmasının ardından Ulu Önder Atatürk'ün kabrine çelenk bıraktı.

Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalayan Çörtoğlu, şunları yazdı:

"Yüce Atatürk, Danıştay'ın 140'ıncı kuruluş yıldönümü ve 'Danıştay ve İdari Yargı Günü' nedeniyle idari yargı mensupları olarak huzurunuzdayız. Kuruluşumuzun 140. yılını kutlamanın onurunu ve kıvancını yaşıyoruz. Danıştay olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin gerçekleşmesinde üzerimize düşen yükümlülükleri yerine getirme inanç ve kararlığında olduğumuzu belirtiyor, minnet ve saygılarımızı sunuyoruz."



CNNTURK

Hiç yorum yok: